Kraliçemiz Grimes geçtiğimiz günlerde uzun bir aradan sonra
yine sanatsal bir klip ve mükemmel bir şarkıyla geri döndü.
Tabii ki millet yine şarkının sözlerinde ne dediğini
anlamaya çalışırken helak oldu :D herkes farklı şekilde duyabiliyor sözleri :D
Grimes ablamız dinleyicilerini zorlamayı seviyor ahahaha :D
Her zamanki gibi ben de yine duyduğum şekilde, "bana göre"
en doğru gelen şekilde çevirdim ve analizini yaptım ^^ Sizler veya başkaları
nasıl duyar, nasıl yorumlar bilmem, benim çevirim, benim analizim, benim düşüncelerim
en doğrusu demiyorum elbette, herkesin bakış açısı farklıdır, ama burda
anlamakta zorlananlar için hem belki yardımcı olur diye, hem de kendi anladığımı
paylaşmak istediğimden işte karşınızda "Grimes - Violence" şarkı çevirisi
ve analizi ^^
İlk olarak...
“Violence”, Dünya perspektifinden söyleniyor gibi görünen ve
insanlar ile iklim değişikliği arasındaki ilişkiyi hor kullananılan/kötü
davrananılan bir ilişki olarak kişileştiren bir aşk şarkısıdır, Dünya'nın kendi
pahasına bile olsa sevdiği bir ilişki.
Grimes - Violence MV
Şimdi gelelim şarkının çevirisine:
*'lı olan yerlerin açıklamaları aşağıdadır
Sana yalvarıyor gibiyim, bebeğim
Partilemeyi istemen için, uyanmayı istemen
için
Bebeğim bu zorbalık, zorbalık
Bebeğim bu zorbalık (*1)
Ama gördüklerimi göremiyorsun
Ne gördüğümü göremiyorsun
Çünkü sen, ha, ha...
...besleniyorsun beni inciterek, beni inciterek
Sana yalvarıyor gibiyim, bebeğim
Partilemeyi istemen için, uyanmayı istemen için
Bebeğim bu zorbalık, zorbalık
Bebeğim bu zorbalık
Ama gördüklerimi göremiyorsun
Ne gördüğümü göremiyorsun
Çünkü sen, ha, ha...
...besleniyorsun beni inciterek, beni inciterek
Beni kötü yapmak istiyorsun, kötü yapmak
istiyorsun
Ben de böyle seviyorum, bunu böyle seviyorum
Beni kötü yapmak istiyorsun, bana geri
ödemek istiyorsun
Dedim ki "böyle seviyorum", dedim
ki "bunu böyle seviyorum" (*2)
Sana yalvarıyor gibiyim, bebeğim
Partilemeyi istemen için, uyanmayı istemen için
Bebeğim bu zorbalık, zorbalık
Bebeğim bu zorbalık
Ama gördüklerimi göremiyorsun
Ne gördüğümü göremiyorsun
Çünkü sen, ha, ha...
...besleniyorsun beni inciterek, beni inciterek
Beni kötü yapmak istiyorsun, kötü yapmak istiyorsun
Ben de böyle seviyorum, bunu böyle seviyorum
Beni kötü yapmak istiyorsun, bana geri ödemek istiyorsun
Dedim ki "böyle seviyorum", dedim ki "bunu böyle
seviyorum"
Beni kötü yapmak istiyorsun, kötü yapmak istiyorsun
Ben de böyle seviyorum, bunu böyle seviyorum
Beni kötü yapmak istiyorsun, bana geri ödemek istiyorsun
Dedim ki "böyle
seviyorum", dedim ki "bunu böyle seviyorum"
Açıklama ve analiz kısmı:
(*1) Klibin başında bu sözleri söylerken
elinde tuttuğu kitap "The Art of War".
"Savaş sanatı", Sun Tzu
tarafından M.Ö. 6. Yüzyılda (770 ve 476 yılları arasındaki Chunqiu döneminin
sonlarında olduğu düşünülüyor) yazılmış askeri taktikler ve savaş üzerine bir
çalışmadır.
Sun Tzu, Çinli bir komutan, filozof ve
askeri stratejisttir. Onun “Savaş Sanatı” olarak anılan ölümsüz eseri, zaferi
kazanmak için savaşa nasıl hazırlanmak gerektiğini ve savaşın nasıl yürütülmesi
gerektiğini inceleyen bir eserdir. Sun Tzu kendi tecrübelerinden yararlanmış,
savaşmadan kazanmayı örgütlemiştir.
Çin tarihinin dünyaca ünlü askeri savaş
uzmanı olan Sun Tzu'nun kitabı, altın kaplanarak basılmış, kitabın kapağında 24
ayar altın kullanılmış. 13 ciltlik kitap, birçok dile çevrilmiş.
Sun Tzu'nun savaş teknikleri halen
birçok ülkede askeri okullarda ders olarak okutuluyor.
Kitap, strateji üzerine yazılmış en eski
ve en iyi çalışmalardan biridir ve askeri konularda ve ötesinde tarih boyunca
çok büyük etkisi olmuştur. 20. Yüzyılın sonlarından itibaren ekonomi ve iş
dünyasında da kullanılmaktadır.
Sun Tzu'nun yazdığı bu kitap spor,
siyaset, bilim, sanat alanında birçok ünlü ismi etkilemiş, onlara rehberlik
etmiştir.
"Savaş sanatı", günümüzde her
alandaki stratejist ve liderlerin kaynak olarak kullandığı bir kitap. Sun Tzu' nun savaş felsefesinde savaşmadan
kazanmak ya da katliam yapmadan fethetmek çok önemli, bu yüzden casus kullanmak
ve düşmanı zayıflatmak konularını çok detaylı ele almış. Düşmanın zayıf
yönlerini bulmak, yoksa da yaratmak çok önemli Sun Tzu için, çünkü gerçek bir
komutanın savaşa girmeden önce kazandığından emin olması gerektiğine inanıyor. Kısaca bilmeniz gereken hümanist bir savaş
felsefesi var Sun Tzu' nun.
"En iyi zafer, savaşa gerek
kalmadan kazanılandır. Zeki bir komutan, savaşmadan kazanmasını bilen
komutandır. Savaş ancak kaçınılmaz ise ve kayıplar minimum düzeyde tutularak
yürütülmelidir."
"İnsanlar
bir kez birleştiler mi, cesurlar tek başlarına ilerleyemez, korkaklar ise tek
başlarına geri çekilemezler." VII. Bölüm 14.Madde)
"Savaşta
usta asker sinirlenmeyen askerdir. Zaferde usta asker korkusuz askerdir. Bu
nedenle akıllı olan savaşı önceden kazanır, oysa cahil olan kazanmak için
savaşmak zorundadır."
“Kusursuzluğun doruk noktası, bin
savaşta bin zafer elde etmek değildir. kusursuzluğun doruk noktası, düşman
güçlerine savaşmadan boyun eğdirmektir”
(*2) Sonunda (insanlar, Tabiat Ana'yı)
her iki tarafın da acısını sadece daha da ilerlemesini sağlayacak şekilde tepki
vermesini teşvik ediyor. Bu bir kısır döngü. Tabiat Ana'nın elindeki doğal
felaketler, insanlık tarihi boyunca milyarlarca kişiyi katletti. Bu zayıf anlar
için insanların “ona geri ödeme”
yapma yöntemi onu mahvedip, doğal güzelliği ve kaynaklarından arındırma oluyor.
Bu tür hor kullananılan/kötü davrananılan bir aşktan hoşlanıyor, çünkü Dünya
sonuç olarak insanlara karşı daha düşmanca davranacak ve her zaman bildiğimiz
olumsuz döngüyü daha da sürdürecek.
Bu seferlik de benden bu kadar ^^
Umarım keyif almışsınızdır ^^