8 Eylül 2025 Pazartesi

Ping Pong The Animation



Tür: Spor, Dram, Psikolojik, Seinen


Bölüm: 11


Yıl: 2014
 
 
Konusu:
Lakabı “Smile(Gülücük)” olan Makoto Tsukimoto, kendi halinde sessiz sakin bir lise öğrencisidir ve Ping Pong'la sadece vakit öldürmek için ilgilenir. Çocukluktan beri arkadaş olduğu Peco lakaplı Yukata Hoshino ise tam aksine enerjik, dışa dönük ve azim ile dolup taşan biridir ve dünyanın en iyi masa tenisi oyuncusu olmayı hedefliyordur. Smile ve Peco her gün birlikte masa tenisi oynarak büyüyen iki arkadaştır. İkisi de mahallelerindeki masa tenisi kulübüne gitmektedirler ve ikisinin de bu spor için doğal bir yeteneği olsa da Smile'ın kişiliği ve mantalitesi, Peco’ya karşı maç kazanmasına engel olmaktadır. Fakat Smile'ın yeteneğini sezen kulüp hocaları onun mücadeleci bir kişiliğe bürünmesi için motive etmeye çalışır.
Japonya'nın dört bir tarafından öğrenciler uluslararası alanda ün sahibi olabilmek ve kendini kanıtlamak için her yıl düzenlenen üst düzey bir masa tenisi turnuvasına katılırlar. Peco ve Smile'ı da bu turnuvada izleyeceğiz.

 

 

Masa tenisini arada bir vakit öldürmek için öylesine oynayan biri olarak bu animeye biraz hazırlıksız yakalandım diyebilirim. Anime içerisinde (sıklıkla) kullanılan terimlerin, masa tenisine özgü oldukları için çoğu izleyicinin kafasının karışmasına neden olabilir. Zira "uzun tırtık nasıl bir şey acaba?", "bu şimdi backhand miydi forehand mi?", "hangisi penholder oluyordu?" gibi soruları sorup anlayana kadar zaten kısa süren maçlar bitiyor. Açıkçası ben bu spor hakkında birçok kuralı ve detayı bu animeden öğrendim. Her ne kadar durum böyle olsa da Ping Pong The Animation animesinin adından da anlaşılacağı üzere bir spor animesi olduğunu göz ardı etmemek lazım. Masa tenisi bireysel bir spor, o yüzden burada takım çalışmasıyla bir şeyler yapılan sporlarla kıyaslamamak lazım, çünkü burada güçleneyim rakiplerimi yeneyim tipi bir hikaye anlatılmıyor, Smile'ın ve diğer karakterlerin kendisiyle yüzleşmesi ve karakter gelişimi konu ediliyor. Genellikle masa tenisiyle yakından ilgilenen izleyicileri hedef alıyor olsa da hikaye açısından herkesin kendine bir şeyler katabileceği türden olması animenin en güzel yanı sanırım. Masa tenisi odak noktası olsa da karakterlerin kişisel hayatlarını ve gelisimlerini de ele alması ve izleyiciye sunması doğru bir seçim olmuş, çünkü masa tenisi gibi bir sporun sınırlarını zorlayıp sürreal bir yolda ilerlemek ve riske girmek yerine, masa tenisini bir basamak olarak kullanıp karakterlere özel hikayelere yoğunlaşmaları daha büyük bir kitleye hitap etmelerini sağlıyor. Ayrıca vermek istedikleri mesajı iyi bir şekilde izleyiciye iletmeleri de kaliteyi yükseltiyor.

Ayrıca Pinpon topunun masa ve raketler arası gidişlerindeki tık tuk sesleri de kulağa çok hoş geliyor

Seslendirme sanatçıları ise çok başarılı. Hikayeye tam anlamıyla adapte olmuşlar ve çok iyi bir iş başarmışlar. Karakterlerin seslendirmesini yapan kişiler, bazı arka plan karakterleri hariç tamamen sektöre yeni giriş yapmış kişilermiş. Başroldeki Smile karakterini seslendiren Kouki Uchiyama bunlar arasından sıyrılan son dönemde popüler olmuş bazı serilerde başrol seslendirmesi yapmış biri olsa da mesela Peco ve China karakterlerinin seslendirmesini yapan kişilerin ilk işleriymiş.

 

Gelelim animenin en kritik noktasına. Bu animeyi sevmenizdeki ya da sevememenizdeki en önemli unsur kesinlikle çizimleri, çünkü normalin epey dışında olan çizimler ve animasyonlara sahip. Ping Pong The Animation, hikayesine nazaran grafik konusunda riske girmeye karar vermiş olacak ki animeyi aralara biraz animasyon serpiştirilmiş bir manga olarak izleyicinin beğenisine sunmuş. Standartları açıkça reddetmiş olan bu animenin çizimlerini farklı olduğu için sevenler de oluyor sevmeyenler de. Ben sevemeyenlerdenim. Şimdiye kadar birçok sıradışı ve kötü çizimleri olan anime izledim ve bir şekilde hepsine alışıp kabullendim ama bu bana göre şimdiye kadarki en kötüsü. 20. yüzyılda yapılmış animelerden bile daha kötü çizimlere sahip olan bu animede güzel veya yakışıklı olarak lanse edilen karakterler bile rahatsız edici geliyor. Çizimlerin kötü olması izleyicinin hikayeye yoğunlaşmasını da ciddi anlamda zorlaştırıyor. Çünkü karakterlerin yüz ifadelerinin belirgin bir şekilde çizilmemesinden ötürü verilmek istenilen duygunun izleyiciye ulaşması imkansızlaşıyor. Öncekilerde olduğu gibi buna da alışırım dedim ama olmadı. Yine de sırf çizimleri kötü diye bir animeyi izlemekten vaz geçen tipte biri değilimdir, her ne kadar çizimler adaptasyon ve beğeni oluşturma konusunda çok büyük rol oynasa da bir anime sadece bundan ibaret değildir. Maalesef eğer çizimleri daha normal olsaydı daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum ama bunu çok da önemsemiyorlar heralde. Yine de Ping Pong The Animation, bu riskli çizimlere rağmen hikayesiyle tutunabilmiş bir anime.

 

 

Sonuç olarak, animasyona ve çizimlere çok önem veriyorsanız ve masa tenisiyle de çok ilgili değilseniz bu anime sizi çok zorlar. Fakat son dönemlerdeki içi boş ama bir sürü renk ve ışık efektiyle süslenip gövde gösterisi yapan animelerden sıkıldıysanız ve farklı bir şeyler arıyorsanız masa tenisiyle çok alakanız olmasa bile sevebilirsiniz. Ben mesela her ne kadar masa tenisiyle çok içli dışlı olmasam da çizimlerine rağmen izleyebildim, hikayesi beni son bölüme kadar taşıdı. Burda neye önem verdiğinize göre değişiyor işler.

 

 

 

_________________________________________________

cr: turkanime.co; animemangatr.com; anime-inceleme.com

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ping Pong The Animation

Tür: Spor, Dram, Psikolojik, Seinen Bölüm: 11 Yıl: 2014     Konusu: Lakabı “Smile(Gülücük)” olan Makoto Tsukimoto, kendi halinde sessiz sak...