21 Haziran 2023 Çarşamba

Ergo Proxy


Tür: Psikolojik, Gizem, Bilimkurgu


Bölüm: 23


Yıl: 2006
 
 
Konusu:
Ergo Proxy, dünyada meydana gelen çeşitli ekolojik olaylardan sonra insanların inşa ettikleri kubbe içindeki Romdeau adlı ütopik bir şehirde başlar. Romdeau, otoriter bir yönetimle birlikte katı kuralların hakim olduğu, bu şekilde de barışın sağlandığı gizemli bir şehirdir. Tamamıyla tüketim odaklı, “fabrikasyon insan modeli” oluşturan şehirde, aynı zamanda insanlarla birlikte onlara hizmet etmeleri için tasarlanmış auto-rave denilen android robotlar da bulunmaktadır. 

Birden şehrin her yerinde robotlara Cogito adı verilen ve robotlarda özgür iradeye sebep olan bir virüs bulaşmaya başlar. Bu da bir takım sorunları beraberinde getirir. Aynı zamanda şehrin güvenliğini de sağlayan bu robotların virüs sebebiyle cinayet işlemeye başlamasıyla Romdeau’nun “huzurlu” yapısı bozulur ve cinayet davalarıyla ilgilenmesi için ana karakterimiz Real Mayer (ya da Re-L Mayer) ve android (auto-rave) ortağı Iggy görevlendirilir. Bu soruşturma sırasında Real, evinde bir mesaj görür: "Uyanış"; ve saldırıya uğrar.
Vincet Law ise başka bir şehirden Ramdeau’ya göç etmek zorunda kalmış bir göçmendir. Hafızasını kaybettiği için önceki benliğiyle ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır. Şehre çalışmak için gelen Vincent, iyi bir vatandaş olduğunu kanıtlayıp özgürce yaşayabilmeyi dilemektedir. Soruşturma sırasında yolları kesişen Real ve Vincet’in bir ortak noktası vardır… Proxy. Bu varlık Real Mayar ve Vincet Law’ı beklenmedik bir biçimde karşılaştırır. Vekil (proxy) adı verilen bu insanüstü güce sahip yaratık(lar) sadece Real ve Vincet’ın değil, tüm insanlığın kaderini etkileyecektir. Bundan sonrasında, ana karakterimiz R.Mayer ve ortağı şehrin gizemiyle ilgili pek çok şey öğrenecektir.



Öyle bir anime düşünün ki, izleyicisine her bölümde felsefi çıkmazlar sunsun. Bunu mitoloji ile süslesin. Üzerine tatlı olarak da izleyiciyi boğmayan, sanki sokağı döndüğünüzde karşınıza her an çıkabilecekmiş gibi tasarlanmış karakterler versin. Evet! Bu Ergo Proxy.

İzleyicisini her bölümde düşünmeye zorlayan, hatta yer yer kendi gerçeklik kavramını bile sorgulatan bir anime. Her bölümün sonunda izleyicinin midesine sağlam bir yumruk atıyor.


Ergo Proxy çok ünlü olmasa da popüler animelere bin basacak bir anime bana göre. Hiç düşünmeden söyleyebilirim bu seri türünde gördüklerimin en iyisi.

Türüne bilim-kurgu temelli psikolojik gerilim diyebileceğimiz anime için “cyberpunk ve steampunk akımlarını tek potada eriten bir yapım örneği” tanımını yapsak abartılı bir tutum sergilemiş olmayız sanırım. Zira Ergo Proxy kendi içinde düzeni eleştiren bir yapıda olup, post-apokaliptik ve distopik bir gelecekte geçiyor. Robotlarla insanların iç içe yaşadıkları ve bilimin tavan yapmasına rağmen şiddetin de eksik olmadığı bir zaman dilimini anlatan animenin; buna rağmen kurgulanan dünyasında, mitolojiden tutun da felsefe dünyamıza kadar birçok tanıdık öğeyi görebiliyoruz. Bir bölüm ya da karakter isminde, söylenen bir replikte ya da gördüğümüz bir sahnede gizlenmiş bu mitolojik ya da felsefik göndermeleri yakalamak ise tamamen izleyiciye kalıyor. 



Evet, animenin temelinde insanlar, robotlar ve Proxy(ler) var. Fakat olay sadece bu üçlünün farklı kulvarlardaki savaşı değil. Bu, olayın sadece aksiyon kısmı… Bir de felsefi kısmı var ki burada insanın kendi benliğiyle savaşını ve farklı bir boyutta yaratılan-yaratıcı savaşını görebilirsiniz. Anti-kahraman formuna yakın duran ana karakterlerimizin kendileriyle çatışmalarını, benliklerini sorguladıklarını gördükçe aynı duygu ve düşünceye bürünebiliyorsunuz. Animenin karanlık yapısı fazlasıyla iç karartıcı fakat sürreal anlatımlı bölümlerdeki korkunçluk yanında bu karanlık atmosfer bile daha sevimli görünebiliyor.

Ergo Proxy, basit insan-robot savaşını odak noktası olarak almıyor. Bunun ötesinde daha ilahi bir savaşı gözler önüne seriyor. İnsanın kendi içerisindeki savaşa bir son vermesi gerektiğini anlatıyor. Özellikle kütüphanede geçen 11. bölüm In the White Darkness/Anamnesis, izleyiciye gerçek benliğini sorgulatıyor. Kütüphane bölümü her ne kadar oldukça havada kalan, sürreal bir çizgi izlese de parapsikolojinin ne denli korkutucu olabileceğini de oldukça gerçek bir şekilde size sunuyor.

Seri aslında ışığın aydınlattığı bir ütopyayı izleyici karşısına koyuyor. Ancak bu ışık o kadar kuvvetli ki, haliyle ütopyanın karanlık gölgesi de bir o kadar büyük oluyor. Bu da aslında akıllarda yaratılan her ütopyanın sandığımızdan daha karanlık olabileceğini ve sonunda en kötüsüne hazırlanmamız gerektiğini gösteriyor.

Ergo Proxy‘nin en önemli özelliği ise, içinde pek çok alana yapılan göndermelerdir ki bölüm sonlarının bazılarında bu göndermelerin ne olduklarına değinilir. Örnek verecek olursak; “tek tip insan” modelini eleştiren animede auto-ravelere bulaşan virüsün adı “cogito” Descartes‘ın “Düşünüyorum o halde varım (Cogito ergo sum)” sözünden gelmektedir. Virüslerin bulaştığı androidlerin virüs etkisiyle sorgulayan, şehir insanlarının aksine düzene karşı savaşan, inançları gelişen mekanizmalara dönüşmesi ilginçtir. Bunun yanında tabii, animeyi izlerken size hiçbir şey bilmiyormuşsunuz gibi hissettiren bir çok bilgiyle daha karşılaşabilirsiniz.

Ayrıca Ergo Proxy kelime anlamı olarak "ölümün vekili" demektir. Kısaca bizim halk adında "azrail" de diyebiliriz.

Animenin güzel yanlarından biri de aksiyon sahnelerinin azlığı ve bununla birlikte gelişen uzun diyaloglardır. Bu sayede, karakterler iyice özenle yaratılmıştır.

Olay örgüsü Re-L üzerinden gelişiyor gibi dursa da bütüne baktığımızda Vincent Law’ı merkezde görüyoruz. Ergo Proxy’nin konusu aynı zamanda Vincent’in yolculuğu da.

Ergo Proxy’yi diğer animelerden ayıran yegane şey de bu aslında. Kimi Vincent’in yolculuğunda kimi de Re-L’in gerçeği arayışında kendine yer bulup hayranlıkla izleyebilir. Her animesever bu evrende bağlanabileceği bir hikaye bulabilir. 

Karakter gelişimleri öveceğim bir başka konu. Hepsi olmasa da karakterlerin serinin başından sonuna tutumlarındaki, düşüncelerindeki ve kararlarındaki değişim beni etkilemeyi başardı.

Ergo Proxy, hikâye olarak başarıyla kurgulanmış olmakla birlikte çıkarımları tamamen izleyiciye bırakıyor. Düzenli aralıklarla mantıksal/felsefik çıkmazlara giriyor ve bir süre sonra izleyiciyi buna alıştırıyor. Kesin bilgileri doğrudan söylemiyor, bu yüzden paragraf aralarına serpiştirilen alt metinleri arayıp çıkarmak tamamen izleyiciye kalıyor. Hatta bazı söylemleri ve kullanılan isimleri daha iyi anlayabilmek için kendinizi Google’dan araştırma yaparken bile bulabilirsiniz. Öyle ki finalden sonra bile teoriler üretip bunları destekleyici bilgiler aramanız kuvvetle muhtemel…

Anime size hiçbir şeyi açıklamıyor, her şeyi sizin bulmanızı istiyor. Eğer bir bilgi vermiyorsa da sizin bunun üzerine düşünmenizi istiyor... aslında bir bakıma bize gösterilen distopyayı siz de yaratıyorsunuz.

 

Son derece depresif bir animedir. Fütürizm izleri taşır. İzlerken karamsar ve ümitsiz ruh haline bürünebilirsiniz. Lakin, amaç da budur. Çağlar geçse de sömürgeciliğin değişmeyeceğini, sadece sömürenlerin bunu meşrulaştırmak için yeni yollar bulacağını geçmişten atıflarla, gelecekten kurgularla bize gösteren oldukça etkileyici bir yapımdır.

Çok fazla gizem ve kendini sorgulama olayı diğer hiç bir animede görmediğim bir şeydir.

Kendine has bir işleyişi olan, türündeki monotonluğu kırmayı başarmış, pek çok kez felsefi ve sosyoloji bakımından derin düşüncelere daldıran, temeline varoluşculuğu alan oldukça ağır bir anime Ergo Proxy.

Bu anime için sindirimi zor, kavraması güç demek yanlış olmaz. O yüzdendir ki önerim yavaş yavaş izlenmesi yönünde. 23 bölümü bir çırpıda bitirmeye kalkışmayın. Sindire sindire izleyin. Bir çırpıda izlerseniz ilk bölümlere tekrar göz atmanız yüksek bir ihtimal. Kaldı ki Ergo Proxy’yi bir süre sonra tekrar izlemeniz halinde daha önce dikkat etmediğiniz şeyler keşfetmeniz, yeni sorular ve farklı cevaplar bulmanız işten bile değil.

Size tavsiyem animeyi izlerken her bölümü dikkatle izlemeniz ve her gün bir bölüm izlemenizdir. Zaten 4 ten fazla izlerseniz size ağır gelmeye başlıyor ve keyif almıyorsunuz o yüzden dikkatli ve keyfine vararak izlemek en iyisidir. Arada sırada çizimlerde biraz fazla kabataslaklık insanı biraz üzse de daha sonra fark ediyorsunuz ki önem verilmesi gerekilen yere çizimlerde önem verilmiş zaten. Her bölümü izlerken animeyi sorgulamak ve bölümleri bitirdikten sonra bunun üzerine düşünmek insanı biraz.. nasıl desem "filozof" gibi hissettiriyor.. içinde bulundurduğu gizem ve sizin bazı soruları çözme yönteminiz finalde kişilere farklı sonuçlar çıkartabilir.

Eğer bitirmeyi başarırsanız kimse kapınızı çalıp size altın kaplama bir ödül vermeyecek. Her ne kadar komik olsa da, bu animeden öğrenebileceklerinizi kendi hayatınızda kullanabilirsiniz. Arkadaşlarınızla iki çift lafın belini kırarken, ortaya koyacağınız argümanların onları da şaşırtacağını göreceksiniz.

 

Ergo Proxy, öncelikle felsefe ve filozofik animeler izleyen insanlar için mükemmel bir yapıttır. Her bölümde bir mana ve soru sorduran, size hep kim olduğunuzu sorgulatan gizemli bir yapıttır. Çok yavaş işleyişi herkesi memnun etmeyebilir. Ayrıca çok ağır bir anime olduğu için her yaşa hitap etmez. Etmediği gibi beğenmeyebilirsiniz de. Anlamayacağınız çok fazla şey olabilir. Ergo Proxy zor bir seri. Sakin bir kafayla ve sabırla izlenirse keyif alacağınızdan eminim. Her bölümü dikkatle irdelemek ve paragraf arasındaki metinleri okumak gerekiyor. Dai Sato, izleyiciye tüm soruların cevaplarını vermekten kaçınmış. Ama verdiğinde de, sizin aklınızı biraz kurcalayıp iki paragrafın arasında gizlenmiş gerçeği görmenizi istemiş.

 

İçinde bulundurduğu gizem, bilim kurgusal tasarımlar ve en önemlisi de felsefik yanı ile anime izlemeyi farklı bir boyuta taşıyan Ergo Proxy benim için 10/10 dur.

 

O zaman animenin girişi olan Michelangelo‘nun sözüyle bitirelim;

 

“Bana sevgili olan uykudur, bir taştan daha fazlası olan…

Bu kadar acı ve utanç doluyken içim,

Ne büyük şans kapanması kulaklarımın ve gözlerimin,

Bu yüzden fısıltıyla konuşun, huzurumu bozmayın benim.”

 

 

___________________________________________________________________________

Kaynak: birdizihaber.com; 22dakika.org; animeler.net; frpnet.net; bosskesen.wordpress.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

One Piece

  One Piece   (hala yayınlanmaya devam ediyor) - GÜNCELİM   Tür: Aksiyon, Macera, Komedi, Süper Güçler, Dram, Fantastik, Shounen   Bölüm: ∞ ...