Beelzebub

Tür: Aksiyon, Komedi, Şeytanlar, Doğaüstü Güçler, Okul, Shounen

Bölüm: 60

Yıl: 2011 - 2012
 
 

• Beelzebub: Hirotta Akachan wa Daimaou!? Jump Festa Special (2010)

 
 
Konusu:
Baş karakterimiz olan Oga Tatsumi şehrin en kötü okullarından Ishiyama lisesinin en belalı öğrencilerinden birisidir, insan bedenindeki bir şeytan desek tam yeridir. Her zamanki gibi başı beladan eksik olmayan Oga, nehir kenarında liselileri tokatlarken akıntıya kapılıp gelen iri yarı bir adam görür. Oga tarafından karaya çekilen adamın bedeni ikiye ayrılmış ve içinden bir bebek çıkmıştır. Bu bebek, dünyayı yok etmeye karar veren İblisler kralının oğlu Beelzebub’dan başkası değildir. İblisler kralı oğluna dünyayı yok etme görevini verir fakat unuttuğu bir şey vardır. O da oğlunun henüz bir bebek olduğudur. Oğlunu dünyaya gönderdikten sonra dünyada kendisini en güçlü yapacak ve dünyanın sonunu getirecek bir biçimde yetiştirecek bir insan bulmasını ister. Yalnızca saf kötüye ve çok güçlü kişilere bağlanan Beelzebub o sırada Oga’yı görür görmez ona bağlanmıştır ve ayrılmak istemez. Bunun karşısında ise İblisler kralı, Beel’i Oga’nın eğitmesine karar verir ve olaylar gelişir. Tabii İblisler kralının oğluna bakmak o kadar kolay olmayacaktır. Beel’in her ağlaması etrafında elektrik akımı oluşmasına yol açar ve bundan en büyük etkilenen de Oga’dır. Kısaca bahsetmek gerekirse, Oga, Beel’den 15 metreden fazla uzaklaşamaz eğer ki uzaklaşırsa acı verici bir elektrik akımı ile karşılaşmak zorunda kalır. Bebeğin bakıcısı Hilda’nın da evine yerleşmesiyle kısa sürede Oga, İblisler kralının oğluna babalık yapmak zorunda kalacaktır. Dünyanın sonunu getirecek Beelzebub'a babalık yapmak zorunda kalan serseri Oga, yanından bir dakika bile ayıramadığı bu ufaklıkla ne yapacaktır?

 

Beelzebub animesi benim en sevdiklerim arasındadır. İzlerken çok eğlendiğim ve zevk aldığım bir anime. Hikayesi çok iyi, karakterler efsane, dövüş sahneleri tatmin edici, üstelik çok da komik, mizahına, esprilerine çok güldüm, her şey çok güzeldi 😃

Seride sevmediğim tek şey karakterlerin liseli olması. Her shounen animede/mangada alıştık aslında liseli karakterlere ama en azından bi 18-19 yaşlarında olsalardı, 16 yaşlarında olmaları işledikleri anne-baba-oğul kavramı için uygun değil bence, bi de serseri hayatı, çeteler, dövüşler, kavgalar için de 16 yaşlarındakı veletler için pek uygun diyemem. Daha çok yetişkin meseleleri bunlar. Bunun dışında her şey çok güzel ve eğlenceli. Karakterlerini gerçekten sevdiren bir seri, hemen ısınıyorsunuz. Karakterlerin çoğu serseri olduğu için günlük konuşmalar argolu, fakat bu seriye eksi yön katmıyor. Esprileri zorlama değil, karakterlerin kurduğu cümleler duruma uygun, bu nedenle seri oldukça komik ve eğlenceli. Ayrıca karakter gelişimi ve aynı zamanda olaylar arası bağlantısı dengeli. Kısacası karakterlerin hepsi çok iyi, hepsi de rolünün üstesinden öyle güzel gelmiş ki, bu sayede boş ve gereksiz karakter yok diyebiliriz. Güçlüsü de güçsüzü de, çok rolü olan da az rolü olan da, hepsi tam kıvamında ve yerinde. Bu da büyük bir memnuniyet duygusu yaratıyor. Hele o Beelze yok mu, o Beelze ^^ bitiyorum şu velede 😃 Genelde animelerde bebekleri şirin göstermek için aşırıya kaçarlar ve bu bana biraz itici gelir ama Beelze'de 0 iticilik, ∞ sevimlilik. Favorim olur kendisi, en sevdiğim bebek karakter, hatta en sevdiğim genel karakterler arasına bile girer ishsoddhejsj 😃 İblis velet'in her hali beni kendine hayran bıraktı, en çok da mangasını okurken.

Evet, animesini çok beğendim, şimdi gelelim mangasına. Ben animeleri izlerim ve yarıda falan kaldıysa ve devamını çok merak ediyorsam, beni etkilemeyi başardıysa, ya da animesi çok tatmin edici değilse ve mangasının çok daha iyi olduğunu duymuşsam izlediğim animelerin mangasını öyle okurum anca. Beelzebub animesinin finali beni pek tatmin etmemişti, animede finali aceleye getirilmiş ve yarım bitiyor ama ben açık sonla bitti diyerekten o sayfayı kapatmıştım zamanında. Bir gün seneler sonra aklıma geldi ve ani ve kendim için beklenmedik bir kararla mangasını okudum. Yaptığım en doğru şeylerden biriydi. Mangası beni öyle bi düşürdü ki kendine. Hiç de planda yoktu okumam. Birden aklıma geldi "aa dur bari bunu okiyim" dedim. Yıllar sonra mangasını okurken hala birçok şeyi çok iyi hatırladığımı fark ettim. Genelde de olduğu gibi Beelzebub'un mangasında ve animesinde de farklılıklar var. İlk başlarda animeye yakın gidiyor mangası, daha doğrusu aynı hikaye daha farklı şekilde anlatılmış mangasında ve animesinde. Sonrasında zaten animede olamayan birçok şey oluyor mangada devamında, birsürü yeni düşmanlar (ama hiçbiri de gereksiz değil), yeni savaşlar oluyor ve hikaye tamamlanıyor mangada, her şeyin başlama sebebini bile öğreniyoruz. Animeler mangalardan uyarlanıyor biliyor ama demek istediğim animesi biraz farklı ve eksik uyarlanmış yani. Animesi çok yarıda bitiyormuş meğersem onu o zaman anladım. Hissetmiştim aslında daha ilk başta ama kurcalamamıştım nedense. Ayrıca mangasının çizimleri animesinin çizimlerine bin basar. Mangayı okuduktan sonra animesinin çizimleri gözüme bi kötü geldi. Cidden okurken en çok dikkatimi çeken şeylerden biri buydu, karakterler falan her şeyin çizimi gözüme daha güzel gözüktü. Ama animede Beel'in seslendirmesi çok başarılı, şirinlik abidesi :D bu konuda bunu övmezsem olmaz ^^

Neyse, diyeceğim o ki Beelzebub mangası beni benden aldı. Mangasını btirdiğimde bittiği için beni en çok üzen şeylerden biri oldu. O kadar çok bağlanmıştım ki, animesi bittiğinde yine hüzünlenmiştim ama bu derece bir duygu seli yaşamamıştım. Hani uzun zamandır takip ettiğiniz bir şey artık bir sonuca varsın istersiniz ama hiç bitsin de istemezsiniz ya, öyle bir duyguydu işte. Beel'in o tatlı halleri, Oga'nın başa çıkma yöntemleri... hepsine aşırı özlem doluyum.

Herkese Beelzebub mangasını okumasını şiddetle öneriyorum. Bakın animesini de öneriyorum, güzeldir, izleyebilirsiniz. Ama mangasını şiddetle öneriyorum, OKUYUN! OKUMAYAN KALMASIN!

Hani herkesin önerdiği animeler vardır ya, bu dönemde o anime Shingeki no Kyojin, benim de herkese önerdiğim animeler arasındadır. Ve herkese SNK izlemelerini önerdiğim gibi artık Beelzebub okumalarını da öneriyorum. Çünkü bayıldım resmen. Siz benim kadar sever misiniz, bağlanır mısınız bilmem ama çok eğleneceğinize eminim, ve pişman olmazsınız garanti veriyorum.

Mangaya kıyasla animesinde en çok beğendiğim şey özellikle başlarda hikaye içinde karakterler, ortam, olaylar falan daha detaylı tanıtılmış ve anlatılmış, bu da karakterleri daha iyi tanımamızı ve alışmamızı, ortamı ve olayları daha iyi algılamamızı sağlıyor, mangada bu kadar detaylı değil sanki. Eğer ilk önce animesini izleyip karakterleri iyi tanımış olmasaydım mangasını okurken zorlanabilir miydim diye düşünüyorum. Bu yüzden, bana sorarsanız ilk önce animesini izleyip, daha sonra mangasını okumanız daha iyi olur, detaylar açısından daha anlaşılır olur sizin için ^^ Ama eğer ille de ben çok animeci değilim, manga okumayı daha çok seviyorum, 60 bölüm izlemek istemiyorum derseniz en azından animenin ilk 15-20 bölümünü falan izleyip daha sonra mangaya geçin. Ama manga okumak istemeyip sadece animesini izlemek isterseniz çok şey kaybedersiniz. Bence hem izleyin, hem okuyun!

Genel olarak, sürükleyici ve komik bir shounen serisi. Doğa üstü öğeleri mevcut, ama doğa üstü sevmeyenlerin bile sıkılmadan izleyip okuyabileceği bir seri. Özellikle Fantastik-Komedi severler için kaçırılmaması gereken bir seri bence.

Beelzebub manga

Chapter: 240

 

 

____________________________

Kaynak: figurex.net; anime.gen.tr