Tür: Aksiyon, Macera, Komedi, Tarihi, Shounen
Bölüm: 26
Yıl: 2004 - 2005
Konusu:
Samurai Champloo, Fuu adındaki genç bir kızın “ayçiçeği”
gibi kokan bir samurayı aramasını konu alıyor. Fuu'nun annesi kötü bir hastalığa
yakalanıp yaşamını yitirmiştir, babası ise onları terk etmiş, kimi kimsesi kalmamıştır.
Esrarengiz ayçiçeği gibi kokan samurayı aramaya karar veren Fuu'nun nereden
başlayacağına dair hiçbir fikri yoktur. En önemli sorunu ise parasızlıktır ve
para için çalışması lazımdır. Bir lokantada işe başlar ve yeterli para
biriktirince yolculuğa çıkmayı planlar.
Bir gün Mugen ve Jin adında iki gencin bu lokantaya yolu
düşer. Jin gezgin bir ronin - gizemli, geleneklere bağlı, terbiyeli ve çok
güçlü bir savaşçıdır. Mugen ise Jin’in tam zıttı bir kişiliğe sahiptir. Vahşi,
düşüncesiz, argo konuşan, kafasına eseni yapan ve kadın düşkünü bir hayduttur.
Bir şekilde bu ikisi kim daha üstün diye görmek için ölümüne bir düelloya
girerler ama büyük bir olay çıkardıkları için ikilinin idamına karar verilir
fakat ikisi de biraz şansın da yardımı ile Fuu tarafından kurtarılır. Olaylar sırasında
Fuu'nun çalıştığı lokantada yangın çıktığı için yok olmuştur, böylelikle artık çalışacak
bir yeri de kalmamıştır, bu yuzden ikisiyle bir anlaşma yapar. Anlaşmaya göre
Jin ve Mugen birbirleri ile dövüşmeyecek ve Fuu’ya ayçiçeği gibi kokan samurayı
bulmasına yardım edecek, daha doğrusu yolculuğunda ona korumalık yapacaklardır.
Böylelikle ülkenin bir ucundan diğer ucuna kadar uzanacak olan büyük macera
başlamış olur.
Champloo kelimesi
Japon Ryukyu dilinden gelmektedir ve genel anlamı “karışım”dır. Ayrıca
Champloo’nun sonuna bunka kelimesi gelirse anlamı “kültür-çeşitliliği” oluyor
ve bu anlam eski Japon adalarında çeşitli kültürlerin bir arada yaşamasından
geliyor.
Konusu güzel ama biraz
sıradan gelebilir fakat işleniş tarzı onu oldukça özel bir konuma getiriyor.
Samuray Champloo daha önce gördüğünüz samuray hikayelerinden çok farklı. Seriyle
samuray hikâyelerine bambaşka bir perspektiften bakıyoruz.
Hikayemiz Japonya'nın
ilk modern dönemi olarak tanımlanan Edo döneminde (1603 - 1868) geçiyor. Japonya'nın
dünyaya yeni açılmaya başladığı ve dünyanın Japonya'ya açılmaya başladığı
dönemde yani.
Seri mizah öğeleri
içerse de genellikle ciddiyetini koruyarak ilerliyor. Seride komedi unsuru olsa
da dram yönü de hafife alınacak cinsten değil. Animeyi absürt kılan ise komedi
unsurları dışında Edo döneminde geçse de günümüze dair pek çok esintiler
taşımasıdır. Edo dönemi gibi eski bir çağda geçen bir seriden daha geleneksel
bir şeyler bekleriz, değil mi? Samurai Champloo’da durum bundan biraz farklı; Geçmiş
zaman ile günümüz popüler kültürünü bir arada harmanlayan ve bunu cıvıtmadan, saçmalamadan,
ne çok pişmiş ne çiğ kalmış bir şekilde bize sunmayı başaran bir seri Samurai
Champloo. Bu harmanlama içerisinde grafiti yapan ninjalardan beyzbol oynayan samuraylara
kadar pek çok ilginçlikle karşılaşıyorsunuz. Tarihi referansları ve ince
göndermeleri de oldukça ayarında bir zenginlik katıyor seriye. Tüm bu
özelliklerin harmanlanması ile de ortaya son derece orijinal ve eğlencei bir
yapım çıkıyor. İşin ilginç yanı, bunlar tarihi kategorisine ekleyebileceğimiz
bu animede sırıtmıyor, hatta olması gereken buymuş gibi gayet doğal geliyor
bize. Başka bir örnek vermek gerekirse, Mugen’in hareketleri klasik bir
samurayın alıştığımız hareketlerinden biraz farklı; daha savruk, daha
hareketli, yer yer de breakdance figürleriyle dövüşe bambaşka bir hava katıyor.
Bu animede karşılıklı kılıçların çekildiği bir dövüş sahnesinde arkadan hip-hop
müzik girebilir mesela. Zaten genel olarak seriye baktığımızda hip-hop
esintilerini görmekteyiz.
Müziklerinden
bahsetmeden geçilmeyecek nadide animelerden birisi de heralde Samurai
Champloo’dur. Serinin fon müzikleri neredeyse tamamen hip-hop kültüründen
besleniyor. Evet, Edo döneminde bir samuray hikayesi olduğu için saçma gelmiş
olabilir ancak izlerken tam da olması gerektiği gibi işlendiği hissine
kapılıyorsunuz. Sanki başka türlü olamazmış gibi, hip-hop sevmeseniz bile hemen
alışıyorsunuz. Karakterlerin çizimleri ve hareketleri de (özellikle Mugen) bu
atmosferi destekleyici nitelikte zaten. Müzik konusunda değinmek istediğim başka
bir nokta daha var, son zamanlarda lofi müzik türü oldukça popüler, bu şarkıların
çoğu ya da en popüler olanları hep Samurai Champloo'nun soundtrackleri ama birçok
kişi bunu bilmiyor, anime o kadar popüler değilken müzikleri nasıl bu kadar popüler
oldu anlamış değilim, üstelik baya eski bir animenin müzikleri. Neyse, bunu bir
kenara bırakalım ve devam edelim.
Karakter tasarımları
açısından da üst sıralarda tutabileceğimiz yapımlardan birisi Samurai Champloo.
Sevilesi, öpülesi, yemeyip de yanında yatılası karakterleri var. Karakterlere
hemen alışacağınızı garanti edebilirim. Ancak sanmayın ki bunlar yüzeysel
eğlenceli tipler, tam tersi hepsinin bir hikayesi ve derinliği var. Bunlar
yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve hikayenin içine ustaca yediriliyor. Mugen serseri
ama kaçamadığı acıları var içinde. Jin saygın ve kurallara bağlı ama kaçamadığı
kirli geçmişi var. Fuu saf ve temiz ama hedefine ulaşmak için yapmayacağı şey
yok. Yani hepsi çok gerçek karakterler. Hepsi özgün ve kendine has stilleri
var. Dövüşmelerinden, konuşmalarına, hareketlerine, mimklerine, esprilerine
kadar her şeyleri farklı. Ne iyi, ne kötü. Ne akıllı, ne aptal. Her şeyden
biraz var içlerinde. 3 ana karakterimiz de birbirinden baya zıt olsalar da birbirini
en ince ayrıntısına kadar tamamlıyor. Böyle bir üçlünün her bölüm farklı bir
macerasını izlemek çok keyifli oluyor. Her bölüm siz de onlarla üzülüp onlarla
kızıyorsunuz, onlarla acıkıp onlarla gülüp eğleniyorsunuz.
Animenin ana hikayesi
Fuu'nun ayçiçeği gibi kokan samurayı araması olsa da, bu üç karakterimizin maceralarını
izlemek ana hedeften çok daha keyifli bir hale geliyor. Zaten bu animeyi ana
konusu için izlemenin hiçbir anlamı yok. Olay örgüsü tamamen işleyişe
yatırılmış ve çok da güzel yapılmış. Bölüm bölüm olayların olduğu bir anime. Serinin
işlenişinde alakasız gibi görünen bölümlerle karşılaşacaksınız ancak bunlar da
bir şekilde hikayeye bağlanıyor. Zaten bağlanmasa bile tüm bölümleri kendi
içinde sağlam bir kaliteye sahip. Zaman zaman konu size çizgisinden kayıyor
gibi gelebilir, ama bu canınızı sıkmasın. Araya serpiştirilen bu bölümler de
konunun kendisi kadar kaliteli.
Görsellik bakımından
oldukça kaliteli olan seri ayrıca çok güzel dövüş sahnelerine sahip. Hikayedeki
kılıç dövüşlerinin kalitesi ve yaratıcılığı en çok etkileyen unsurlar arasında.
Aksiyon sahnelerini tasvir etmek için şahaneden başka bir kelime bulamayacağım.
Animenin finaline
gelirsek, bana göre sonu bekleneni veriyor, sade bir finali olsa da ben olması
gereken bir son olduğu inancındayım, bu tür sonlar böyle bir işleyişte daha şık
duruyor kesinlikle. Zaten onların maceralarını izlemekten yeterince tatmin
olacaksınız, bu yüzden finalin sadeliğinin sizi rahatsız edeceğini sanmıyorum,
hatta herkesin kabul edeceği bir final diyebiliriz.
Birbirinden ihtişamlı
dövüş sahneleri izlemek, ama tüm bu ciddiyetin arasında gülmeyi de ihmal etmeyerek,
keyifli bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız bu anime tam size göre. Daha
ne denir ki, anlatılmaz yaşanır tarzdan bir seri. Sadece izleyin diyorum. Şiddetle
öneriyorum ^^
______________________________________________________________________________________________________________
Kaynak: anime-inceleme.com; turkanime.net; sefinsizetavsiyesi.com;
japonsinemasi.com; animeoneri.com; animemangatr.com; anime.gen.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder